İki Kalp, Tek Yuva: Kedili Evde Büyüyen Çocuk Olmak
- Esra ASLAN

- 25 Eyl
- 3 dakikada okunur
Merhaba sevgili okuyucular,
Bugün size benim için hem en büyük neşe kaynağı hem de zaman zaman minik bir kaos demek olan evimizden, yani kedilerimiz ve çocuğumuzun paylaştığı bu sıcacık yuvadan bahsedeceğim. Belki siz de benim gibi "Bir evde hem kedi hem çocuk olur mu?" diye düşünenlerdendiniz. Hele ki bir anne olarak, akla bin bir türlü soru geliyor: Hijyen, güvenlik, kıskançlık...
Ama size tüm kalbimle şunu söyleyebilirim ki, bu maceraya atıldığımız için bir an bile pişman olmadım. Aksine, dört patili dostlarımızın ve oğlumun gelişimine ne kadar mucizevi katkılar sağladığını gördükçe, kalbim şükranla doluyor.

Kedili Evin Görünmez Dersleri
(İki Kalp, Tek Yuva: Kedili Evde Büyüyen Çocuk Olmak)
Kedilerimiz Dodo, Çiko ve Pamuk çocuğumuz doğmadan önce hayatımızdaydı. Başlangıçta endişeliydim, kabul etmeliyim. Acaba araları nasıl olacak? Ama zamanla anladım ki, bir hayvanla büyümek, çocuklara okulda veya sadece bizim öğretebileceğimizden çok daha fazlasını veriyor.
1. Sorumluluk ve Empati Tohumları
Bir canlıya bakmanın getirdiği sorumluluk, çocuğumun küçük yaşta olgunlaşmasını sağladı. Oğlum şu an on yaşında ve her sabah ilk işi kedilerin su kabını kontrol etmek. Bu basit rutin bile, ona bir canlının ihtiyaçları olduğunu ve buna cevap vermesi gerektiğini öğretiyor.
Daha da önemlisi empati... Kedi, konuşamaz. Beden diliyle iletişim kurar. Oğlum kedinin kuyruğunu sallayışından veya kulaklarını geriye yatırışından onun ruh halini anlayabiliyor. Bu, ona bir başkasının (bu durumda bir kedinin) duygularını okuma ve saygı duyma yeteneği kazandırdı. "Pamuk şimdi yalnız kalmak istiyor," deyip onu kendi haline bırakmayı öğrenmesi, insan ilişkilerindeki sınırları ve hassasiyeti anlamasına da yardımcı oluyor.
İki Kalp, Tek Yuva: Kedili Evde Büyüyen Çocuk Olmak
2. Duygusal Destek ve Güven
Evde bir kedi olmak, bazen bir terapist gibidir. Okuldan yorgun, üzgün veya sinirli geldiğinde, oğlum önce kedinin yanına gider. Kucağına alamazsa bile, yanına oturur, yumuşacık tüylerini okşar. Dokunmanın ve koşulsuz sevginin iyileştirici gücü burada devreye giriyor. Kedi, yargılamaz. Sadece mırlar. Bu mırıldanmalar, bilimsel olarak da kanıtlanmış bir sakinleşme etkisine sahip. Bu güvenli bağ, çocukların duygusal zekasını besliyor.
3. Bağışıklık Sistemi ve Alerjiye Karşı Kalkan
Bir anne olarak hijyeni önemsiyorum, elbette. Ama evde sürekli mikrop avcılığı yapmayı bıraktım. Araştırmalar da gösteriyor ki, özellikle erken yaşta hayvanlarla temas eden çocuklar, ilerde alerji ve astım gibi rahatsızlıklara karşı daha dirençli olabiliyor. Evimiz biraz daha "kirli" olabilir ama bu, çocuğumun bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına yardımcı oluyor. O, paylaştıkları bu dünyada mikroplarla daha uyumlu yaşamayı öğreniyor.
Yaşanabilir Bir Kaos Yönetimi
Elbette her şey masallardaki gibi değil. Bazen Çiko perdenin tepesine çıkar, Pamuk koltuğu tırmalar. Bazen de oğlum kedinin özel alanına girip onu rahatsız eder.
İşte bu anlar, benim için en önemli öğrenme anları. Çocuğuma, evcil hayvanın bir oyuncak değil, duyguları ve ihtiyaçları olan bir birey olduğunu defalarca hatırlatıyorum.
Saygı Sınırı: "Uyurken kediyi sakın kaldırma."
Nazik Dokunuş: "Yavaşça okşa, sıkma."
Hijyen Kuralı: "Kediye dokunduktan sonra ellerini yıka."
Bu kurallar sayesinde çocuklar hem hayvan sevgisini öğreniyor hem de bu sevgiyle birlikte gelen disiplin ve sorumluluk bilincini kazanıyorlar. Onlar, evcil hayvanımızın da tıpkı bizim gibi evde söz hakkı olan bir aile üyesi olduğunu anlıyorlar.
Sonuç: Gönül Rahatlığıyla "Evet!"
Eğer siz de kedi sahiplenmeyi düşünüyor ve "Çocukla beraber zor olur mu?" diye endişeleniyorsanız, size gönül rahatlığıyla "Evet, yapabilirsiniz!" diyorum.
Kediler, çocuklarımızın hayatına sadece eğlence katmakla kalmıyor, aynı zamanda onlara merhamet, sorumluluk, empati ve koşulsuz sevgi gibi paha biçilmez değerler aşılıyor. Onlar, oğlumun
sessiz öğretmenleri, tüylü sırdaşları ve en iyi arkadaşları.
Kedili bir evde büyüyen çocuk, kalbi hayvan sevgisiyle dolu, etrafındaki canlılara karşı daha duyarlı ve şefkatli bir birey oluyor. Bu, bir annenin çocukları için isteyebileceği en güzel hediyelerden biri, öyle değil mi?
Sevgilerimle,
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizin evinizde de tüylü dostlar ve çocuklar bir arada yaşıyor mu? Deneyimlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın!




Yorumlar