Köpek Korkumu Nasıl Yendim? Korkudan Sevgiye Giden Yolculuğum
- Murat SABUNCU
- 25 Eyl
- 2 dakikada okunur
Merhaba! Eğer bu yazıyı okuyorsanız, muhtemelen köpek korkusunun ne kadar yıpratıcı bir şey olduğunu biliyorsunuzdur. Hani kaldırım değiştirmenize, parkta bir köşede kalmanıza veya arkadaşlarınızın evine gitmekten çekinmenize neden olan o his... Yıllarca ben de tam olarak böyleydim. Bir zamanlar bir köpeğin yanından bile geçemeyen ben, şimdi size o korkunun üstesinden nasıl geldiğimi anlatacağım. Bu, sadece korkunun bitmesi değil, aynı zamanda hayatıma tarifsiz bir sevginin girmesiyle sonuçlanan bir yolculuktu.

Korkunun Gölgesinde Bir Hayat
Benim korkumun özel bir sebebi yoktu; sanırım çocukluktan gelen genel bir kaygıydı. Köpek havlaması duyduğumda bile kalbim yerinden çıkacak gibi olurdu. En zorlayıcı yanı ise, bu korkunun hayatımı kısıtlamasıydı. Güzel bir yürüyüş yapmak isterdim ama her an bir köpekle karşılaşma ihtimali beni eve hapsederdi. Korku, bir "engel" olmaktan çıkıp, "hayat tarzım" haline gelmişti.
İlk Adımlar: Korkuyla Yüzleşmek Değil, Anlamak
Köpek Korkumu Nasıl Yendim? Herkes "korkunun üstüne git" derdi. Bence bu yanlış bir yaklaşımdı. Gidip aniden büyük bir köpeğe sarılmak, korkuyu yenmez, travmayı artırır. Benim ilk adımım, korkunun kaynağını anlamak oldu.
Bilgi Edinme: Köpeklerin vücut dilini araştırmaya başladım. Kuyruk sallamak her zaman mutluluk demek miydi? Kulaklar geriye giderse ne anlama gelirdi? Bu, köpeklerin "öngörülemez canavarlar" değil, kendi dilleri olan canlılar olduğunu anlamamı sağladı. Bilgi, korkunun "bilinmezlik" kısmını yok etti.
Mesafeli Gözlem: Parka giderdim, ama güvenli bir mesafeden. Köpekleri izlerdim. Sahipleriyle nasıl oynuyorlar, yanlarından geçen insanlara nasıl tepki veriyorlardı? Gördüğüm şey, onların da tıpkı bizler gibi oyuncu, meraklı ve çoğunlukla zararsız olduklarıydı.
Güvenli Alanı Genişletmek: Küçük Adımlar
Gerçek değişim, kontrol hissini ele aldığımda başladı.
1. "Tanıdık" Köpekler
Korkmayan bir arkadaşımın çok sakin ve küçük bir köpeği vardı. Onu hep bir kafeste veya odada tutmasını rica ettim. İlk başta sadece köpeğin bulunduğu odanın kapısında durdum. Sonra kapıyı aralattım. Bir sonraki aşama ise, köpeğin tasmalı ve arkadaşımın kucağında olduğu kısa bir anı aynı odada geçirmekti. Hiçbir zorlama yoktu, her şey benim belirlediğim hızda ilerliyordu.
2. Dokunma Eşiği
Günler haftaları kovaladı. O minik, uysal köpeğin varlığına yavaşça alıştım. Bir gün, arkadaşım onu tutarken, parmağımın ucuyla sadece tüylerine dokundum. Ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey olmadı. Ne ısırdı, ne havladı. Sadece olduğu yerde durdu. O an, beynimdeki "köpek = tehlike" döngüsü ilk defa kırıldı.
Büyük Dönüşüm ve Yeni Bir Dostluk
Bu küçük başarı, bana büyük bir özgüven verdi. Daha sonra sokakta gördüğüm, sahipleriyle yürüyen köpeklerden kaldırım değiştirmeden geçmeye başladım. Hatta bazen, sahibi izin verirse, "çok tatlı" demek için duruyordum bile.
Ve hikayemin en güzel kısmı: Bir süre sonra, eşim ve çocuklarım bir barınaktan terrier kırması, orta yaşlı ve inanılmaz uysal bir köpek sahiplenmeye karar verdi. "Hayır, yapamam!" demek yerine, "Denemeliyim!" dedim. Adı Kral oldu.
Kral ile kurduğum ilişki, korkumu tamamen yok etti. O, benim için tehlikenin somutlaşmış hali değil, evimin kapısında beni kuyruk sallayarak bekleyen koşulsuz sevginin tanımı oldu. Onunla oynamak, onunla yürüyüşe çıkmak, artık korkunun kısıtladığı hayatımın en sevdiğim anları.
Son Söz
Eğer bir köpek korkusuyla yaşıyorsanız, unutmayın ki bu yenilebilir bir durum. Acele etmeyin. Kendinize şefkat gösterin. Küçük adımlarla başlayın, bilgi edinin ve her zaman güvenliğinizi ön planda tutun. Korkunuzu yendiğinizde, sadece bir fobi ortadan kalkmış olmayacak; hayatınız, size koşulsuz sevgi sunacak, dört ayaklı bir dostun varlığıyla zenginleşecek.
Ben başardım, siz de başarabilirsiniz!
Siz de korkunuzu yendiniz mi? Yoksa hala bu yolda mısınız? Yorumlarda deneyimlerinizi paylaşın!




Yorumlar